Kişisel blog: 2002'den bu yana kültürel koruma, Internet hukuku ve "hayata" dair saptamalar, paylaşımlar...
29 Ara 2011
26 Ara 2011
24 Ara 2011
SABAH SABAH...
21 Ara 2011
17 Ara 2011
8 Ara 2011
5 Ara 2011
2 Ara 2011
30 Kas 2011
28 Kas 2011
Bülent Tanör...
Bu blogda her hemen 28 Kasım'da onu anarım...
Şurada sevgili eşi Öget Öktem Tanör ile 2007'de yaptığımız özel radyo programı var...
Sevgiler, saygılar hocam...
24 Kas 2011
22 Kas 2011
21 Kas 2011
19 Kas 2011
Marka ve PR şirketlerinin sosyal medyayı keşfi | M. Serdar Kuzuloğlu
"GIGA OM" OLAYI!
14 Kas 2011
3 Kas 2011
31 Eki 2011
29 Eki 2011
UNTHINK
UNTHINK is not just a way to think. It’s the New Age of Thinking! UNTHINK Corporation was founded on April 22nd, 2008, Earth Day. UNTHINK aims to be your online home.
Çok beğendim bu yaklaşımı...
28 Eki 2011
26 Eki 2011
FRASB: Yeni, Yerli, Bölgesel Sosyal Ağ
Ferhan, Muharrem ve Ali Geylan’ın kurucuları olduğu Frasb’ın amacı bölgesel bir iletişim platformu olarak, kişilere ve işletmelere değer katmak. Frasb’a kaydolduğunuzda yaşadığınız bölgedeki yetenek ve değerleri başkalarıyla paylaşabileceğiniz bir dünyaya giriyorsunuz ve çeşitli özelliklerin akıllıca bir araya getirildiğini görüyorsunuz.
Tasarım ve kodlama açısından girişimcilerimizin örnek alabileceği Frasb, tek başına sosyal medyanın bir çok özelliğini (sosyal ağ, blog vb..) hatta e-ticareti içinde barındırıyor. Frasb’da bölge, şirket, kişi, grup aranabiliyor ve detaylı arama sayfasında satılık ürünler görülebiliyor.
Kaynak: Webrazzi
24 Eki 2011
Depremde yakınına ulaşamayanlar için Google'dan deprem yardımı - Dipnot.Tv
Google Türkiye'nin bu konudaki kendi açıklaması...
21 Eki 2011
19 Eki 2011
15 Eki 2011
14 Eki 2011
2 Eki 2011
30 Eyl 2011
28 Eyl 2011
I Married A Shaman - And Other Interesting Stories: The Armada Terrace, Istanbul
24 Eyl 2011
ŞEHİR SIRLARINDAN!
19 Ağu 2011
13 Ağu 2011
9 Ağu 2011
7 Ağu 2011
DOĞANIN BİR ÜRETİM ARACI DEĞİL, HAK ÖZNESİ OLDUĞUNU GÖREN BİR ANAYASADAN BAŞLAYARAK…
Yoğun kentleşme içinde sağlıklı beslenme mümkün mü? Hem hayır hem evet! Emektar Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi, bundan 63 yıl önce “gıdaya erişim hakkı”nın bir temel insan hakkı olduğunu duyurduğunda, kirlenmiş toprak, su ve hava, genetiği değiştirilmiş tohumlarla yapılan endüstriyel tarım ve hayvancılık, GDO’lu gıdalar gibi sorunlar yoktu. Amaç, ekonomik çöküntü yaşayan dünyada açlığa çare bulmaktı. İşte doğayı bir üretim aracı, bir “kaynak” olarak kullanan ve klasik paradigmalarla “sürdürülen” endüstriyel üretim ve dağıtım sistemi bu gerekçeyle dünyayı bugün tanık olduğumuz büyük çevresel çöküntüye taşıdı, “açlık” ise sürüyor. Öte yandan sağlıksız beslenmeden temellenen, metabolik sendrom; obezite ve kanser ürkütücü boyutlara ulaşıyor. Onlar da tıp ve ilaç endüstrisinin rantiyeci bölümünü besliyorlar. Bu düzen, “sürdürülebilir kalkınma”, “yönetişim”, “sürdürülebilir kent”, “kentsel dönüşüm”, “organik”, “iyi” gibi çok yüzlü kavramlarla “sürdürülüyor”.
Oysa geçen 63 yıl içinde daha pek çok uluslar arası sözleşme, iç hukukta da anayasal ve yasal düzenleme yapıldı. Şimdi gıdaya erişim hakkı sağlıklı gıda güvencesi ve bilgiye erişim başta olmak üzere bağlantılı olduğu diğer yeni haklarla iç içe. Bu tablo içinde endüstri-yoğun kentlerde sağlıklı beslenme ancak bedeli yüksek doğal besin maddelerine erişebilmekle mümkün. Öte yandan “organik” etiketli ürünler artıyor. Yakın gelecekte rafların onların endüstriyel olanlarıya dolacağını söylemek kehanet olmaz. Çünkü doğal ve yerel tohumların genetiği üzerinde türlü çalışmalar yapılırken (ki içinde bulunduğum “Pembe Domates Ağı”nda bunu yaptırmamak için çok mücadele verdik) bir taraftan da hibrit tohumlarla besin değeri düşük “organik” ya da “hiç yoktan iyi” türü üretim başlamış durumda. Çoğunluk kentli ise ucuz, sağlıksız, lezzetsiz, fabrikasyon gıda maddeleri ile yetinmek zorunda. Okul kantinlerinde satışına izin verilenlerin içinde hâlâ GDO’lu gıdalar var. Bireysel olarak da herkesin yapabileceği şeyler var, bunun için Permakültür Türkiye, Fikir Sahibi Damaklar, Lüfer Koruma Timi, Toprak Ana, Başka Bir Gıda Mümkün gibi halkın doğru bilgilenmesine önderlik eden oluşumların seslerine de mutlaka kulak verilmeli.
Bu duruma yasal düzenlemelere aykırı bir biçimde mi gelindi? Yoksa yasalara gayet uygun fakat yaşam etiğine ve doğaya ihanet edilerek mi? Esasen köklü bir değerler dizisi değişimi ile ülke çıkarlarına dönük çevre, tarım, tohum politikalarının yeniden ve çok disiplinli biçimde belirlenmesi gerekli. En başta anayasada doğayı bir hak öznesi olarak ele almalı. Yürürlükteki düzenlemelere bakıldığında öncelikle 4982 s. Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nda bilginin kapsamı tüm yönetim işlemlerini kapsayacak ve GDO’lu, nişasta bazlı şekerli ve diğer sağlığa zararlı ürünler konusunda bilgi edinilmesine de engel olan ticari “sır” kavramını daraltacak biçimde değişiklik yapılmalı. 5553 s. Tohumculuk Kanunu ile yerel tohumlara ve küçük çiftçiye getirilen engel kaldırılmalı. 5977 s. Biyogüvenlik Kanunu GDO’lu ürün ithalatını tümden yasaklayacak, kültürel ve doğal sitleri gerçekten koruyacak bir düzenleme haline getirilmeli. HES’lere, nükleer santrallarla göz göre göre geçit verilmemeli…
Unutulmamalı ki, en büyük yaptırım, doğa kanunlarının yaptırımıdır…
[Güncel Hukuk Dergisi, Ağustos 2011, "Yaşanabilir Bir Çevre" dosyası için...]
4 Ağu 2011
3 Ağu 2011
"BİR GÖLGENİN ARDINDAN"...
Sayın Erözenci, Nisan 2011'de Açık Radyo'da "Bilgi Çağının Hukuku" programında iki kez benim konuğum oldu. Kendisi ile tıbbi bilginin felsefesi, bilgiye erişim, bilgi hırsızlığı, tıp ve sanat konuları etrafında söyleşi yapmıştık...
Sonra da geçen hafta ben ona konuk oldum Cazkolik'te.
Konu "Paylaşım" idi.
Müthiş muhalif ve "konuşkan"! bir günüme rastladı galiba bu söyleşi..
Merak eden olursa bu yayına "buradan" erişiliyor!
29 Tem 2011
26 Tem 2011
14 Tem 2011
12 Haz 2011
DIARY of MU !
Diary of Mu | WEEKLY EXCLUSIVE DIARIES OF GENEROUS INDEPENDENTS
Blog ve micro-blog aracılığıyla iletişimin yenice bir biçimi; "video-günlük"... Diary of MU!
Weekly exclusive diaries of generous independents.Diary of Mu is about incomplete controversial stories of the inner-urban people. Do you dare enough to complete the incomplete?
Bir örnek: Roisin Murphy'nin Istanbul'dan geçtiği kayıt...
6 Haz 2011
16 May 2011
15 MAYIS AKŞAMI ERKMEN'İN TÜNEL'DEKİ HEYKELİ
15 Mayıs 2011 akşamı... Tünel Meydanı... Ayşe Erkmen'in "Tünel'e Heykel" adını verdiği ve yakın geçmişte türlü tahribata maruz kalan ferforje dikilitaş, bu kez onbinlerin katıldığı "Internet'ime Dokunma" yürüyüşünün pankart ve mesajlarına çok anlamlı bir ev sahipliği yapıyor...
Internet'ime Dokunma Yürüyüşü Dünya Basınında!
Hürriyet haberi...
4 May 2011
ARTIK HERKES KENDİ BLOGUNU YAZACAK!
Turizm ve otel işletmeciliği hakkındaki düşüncelerini, gözlemlerini, yazılarını ve saptamalarını orada paylaşacak!
NTV Yayınları sunar : İstanbul Ansiklopedisi
NTV Yayınları’nın hazırladığı 1010 sayfadan oluşan ‘İstanbul Ansiklopedisi’nde tarihöncesinden Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet’e uzanan olaylar, kurumlar, semtler, mimari, doğa, müzik ve gösteri sanatları, mitoloji ve insanlar üzerinden İstanbul’u anlatıyor.
Enis Batur’un danışmanlığını, Sevin Okyay’ın yayın koordinatörlüğünü yaptığı ‘İstanbul Ansiklopedisi’nde kültür, bilim, sanat, edebiyat, basın dünyasından tanınmış 150’yi aşkın yazar ve fotoğrafçı İstanbul’u özgün anlatımları ve kişisel yakınlıklarıyla tanıtıyor.
Ayşe Kulin’den Hacı Bekir Şekerlemeleri’ni, Ayfer Tunç’tan Sait Faik Abasıyanık’ı, Aydın Boysan’dan Çiçek Pasajı’nı, Avniye Tansuğ’dan Çeşmeler’i, Mehmet Atak’tan Ece Ayhan ve Sevim Burak’ı, Murat Belge’den Siyaset ve İstanbul’u, Baskın Oran’dan Azınlıklar’ı, Masis Kürkçügil’den 6–7 Eylül Olayları’nı, 1 Mayıs 1977’yi ve Troçki’yi, Celal Şengör’den İstanbul’un jeolojisini Ansiklopedi sayfalarında bulmak mümkün.
23 Nis 2011
22 Mar 2011
1 Mar 2011
GOURMAND INTERNATIONAL - WORLD COOKBOOK AWARDS
17 Şub 2011
9 Şub 2011
Will lawyers exist in 100 years? Join the debate - Times Online
29 Oca 2011
20 Oca 2011
19 Oca 2011
18 Oca 2011
9 Oca 2011
4 Oca 2011
2 Oca 2011
And the Winner Is...Istanbul - NYTimes.com
In early 2010, as our readers were no doubt whittling down their list of New Year’s resolutions, we asked them a question that is a bit more fun to contemplate: where do you want to travel this year?
The question, in a multimedia presentation, accompanied our 2010 Places to Go issue.
Now that we are putting the finishing touches on our 2011 list, voting is officially closed, and we can unveil the winner for 2010: Istanbul, by a landslide.
The readers who recommended Istanbul repeated some themes. Alan of New York, Peter of Istanbul and others mentioned the history. “What you see here today literally spans the centuries (and millenniums), in terms of the stones beneath your feet and cultures,” Peter wrote. Several other readers mentioned the people and the culture.
Other popular choices among readers included Colombia, Seoul, Costa Rica and New York.
Next week, when we publish our Places to Go list for 2011, readers will be able to submit their own recommendations, as well as pictures and comments, online again.