21. yüzyıl Türkiye'sinde bir Mayıs sabahı, gazetede "dürüstlük" hakkında bir makale okurken ağlayacağım hiç aklıma gelmezdi... Ama ağladım...
15 Mayıs sabahı Cumhuriyet'te, Erdal Atabek'in "2000'Lİ YILLARDA" köşesindeki "Dürüstlük, Sevgili Çocuğum" başlıklı yazıya takıldı gözüm. Tam da o gün -artık ne yazık ki herkes için bu kadar da kolayca söylenemeyen- "dürüstlük timsali" bir dostu, Av. Derviş Parlak'ı uğurlayacaktık. Yazıyı okudukça, sanki Derviş'in oğluna bıraktığı bir veda mesajını okuyormuşum gibi geldi bana... Bu kadar beklenmedik bir anda gideceğini bilseydi ve birşey yazsaydı sanki o da bunları söylerdi...
Bir nedeni buydu ağlamamın.
İkincisi daha genel. Öyle bir değerler karmaşası içinde ki toplum, "dürüstlük" ile "enayilik" özdeşleşmiş, "ağızdan dolma tüfek" misali yarım yırtık edinilen bilgilerle "piyasa"ya çıkmış çoluk çocuk ahkam kesiyor, ortalık herşeyin "uzman"ı ile dolu, "bizim kuşak"tan bile görüşlerini "esnetmiş", kafası karışık kuşaklara "kuyrukçuluk" yapabilenlere rastlamak hiç imkansız değil, dürüstlük mürüstlük, ilkeli olmak, etik davranmak, bu gibi kavramlardan söz etmek artık "demode".
"-Ama çok başarılı satıyor kendini yani, bunu kabul et!" Peki edeyim.
"-Fakat helal olsun adamlara, güzel dolduruşa getirdiler etrafı, hem de acaip para kazandılar, bunu kabul et!" Pekala. Siz öyle istedikten sonra...
Böyle bir kesitte sen Erdal Atabek kalk, dürüstlüğün bilimsel ve etik tanımını bu kadar güzel yap. "Özdeğer, özsaygı ve özgüven" ilişikisini koy ortaya. "Özgüven temelsiz bir böbürlenme değildir", "Temelsiz bir böbürlenme, değersizliğini örtmeye yarayan bir özgüven taklididir" de! "Ahlaksal zeka" de, "dürüstlük bu ahlaksal zekanın birinici ilkesidir" de. İşte bir de buna ağladım. İnsan olmanın bu kadar temel bir gereği, yeniden açıklanmak durumunda... Bunu yapan Atabek de çok incelikli davranmak zorunda hissetmiş kendini ve harika bir içerik çıkarmış ortaya... Öyle "kritik" bir konu ki en ufak bir hamaset kaldıracak lüksü yok. Bunu da okuyup etkilenmezse kişi, bir daha öldür allah "dürüstlük"ten söz edilmeyecek gibi halimiz...
Cumhuriyet web sitesinden ücretli üyelik ile okutuyor içeriği hala biliyorsunuz. Atabek'in sitesinde de henüz bu yazı yok (Bence lütfen konulsun oraya da). O yüzden yazıyı tarayıp yukarıya koyuyorum. Üzerine tıklarsanız çok güzel okunuyor. Bunun bir "hukuk ihlali" sayılmaması için de şimdi gazeteden ve Sayın Atabek'ten izin isteyeceğim! "Dürüstlük" konusundaki bir içeriğin ücretsiz ve izinsiz okunmasına karşı çıkılacağını sanmamakla birlikte... Neme lazım. Ben önlemimi alayım yine de.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder