4 Haz 2012

DOCUMENTARIST SAYESİNDE...

Bugün Mehmet ile DOCUMENTARIST 2012 sayesinde Beyoğlu'nda hiç farketmediğimiz bir yer keşfettik: "Aynalı Geçit"in üst katı!

Festival programında "Aynalı Geçit Etkinlik Mekanı" olarak belirtilen yeri (onların etkinlik haritasında "Akbank Sanat'dan sonra sağdaki ilk sokak içi")  önce saf saf aradık. Sonra bizim kırk yıllık "Aynalı Pasaj" ile aynı yer olabileceğini düşünüp oraya yöneldik. Gerçekten de pasaj girişinde erikli posteri gördük ve "Geçit" ile "Pasaj" arasındaki ilişkiyi farkedemediğimiz için kendimize çok güldük. İyi de film nerede gösterilecekti? Meğerse pasajın üst katında harika bir sinema salonu ve çok düzgün bir de "kafe" varmış! Üstüne üstlük burası 2009 yılından beri bir sürü önemli etkinliğe ev sahipliği yapmış da biz uyuyormuşuz! Kendimizi çok ayıpladık...
Oraya çıkınca da turistler gibi resim çekme ihtiyacı doğdu tabii...  Buna da güldük!










Birer çay, sonra muhteşem iki belgesel... Ama girip çıkarken o "üst kata" hemen altındaki Çiçek Pasajı'ndan buram buram yükselen kokular, oradan çıkar çıkmaz kapağı kokuların kaynağına atmak için yeterliydi...

Bugün Çiçek Pasajı hiç olmadığı kadar cıvıl cıvıl, hiç olmadığı kadar neşeli bir o kadar da gürültülü idi. Önce "Aaa burayı turistler basmış" dedik. Sonra bir de baktık ki onlar turist murist değil, halis muhlis "Mekteb-i Sultani" taifesi imiş. Galatasaray Lisesi'nin bugünkü "Pilav"ından çıktıktan sonra geleneği bozmayıp, oraya koşanlar! Bize yakın bir grup 139 uncu, az ötedekiler ise 133 üncü dönemdendi. (Orada olmayan 127'li kızımızla aralarındaki yaş farkını filan hesapladık.) Arada da her yaştan, her dönemden ağabey ve ablalar...Solumuzdaki masada bir grup sinema oyuncusu ile GS'lı Candan Erçetin'i farkettik neden sonra. Bileğine sarı-kırmızı fay kurdeleler takmış bir kadın onların resmini çekti. Zaten "turistler" de herkesin ve bu arada onların resmini çekip duruyordu.  Ama sarı-kırmızı kurdeleli kadın resim çekmeden önce  doğru mesafe ve doğru ayar için o kadar uzun süre uğraştı ki sonunda bu Candan Erçetin'in dikkatini çekti ve Erçetin resminin çekilmek istenmesine olumsuz tepki gösterdi. Niyeyse? Önce yanındakilerin arkasına saklandı, o sırada diğerleri kadına "çekme, çekme" filan dediler, ama resim çekildi gene de.


Sol alt köşede tanıdık bir şahsiyet!


Biz de bir saat önce izlediğimiz "Privé"nin de etkisiyle bu tepkinin haklılığını tartışıverdik. Bence Candan Hanım haksızdı. Bütün ülkelerde yerleşik hukuklar "kamuya malolmuş" insanların, genel geçer literatürde de "celebrity"lerin kişisel alanlarının sınırları birazcık "dar" olduğunu söyler! Zaten oturduğu masa da yol üstü (kamuya açık) idi.
Neyse... Galatasaraylılar çoştukça coştu. Grup t-shirtleri giyilmişti zaten, grup resimleri çekildi. Şarkılar söylendi. Biralar rakılar içildi. Sonra da kibarca yokoldular...

Gene Documentarist sayesinde Akbank Sanat'ın 4. katındaki "kafe"yi de -ki bugüne kadar fark etmemiştik- bugün keşfedip mutlu olduk. Oradan Taksim'e farklı bakışlar attık...








Dönüş yolunda Documentarist'in Taksim Gezi'deki halka açık etkinliği için hazırlanan perde, önünde çimenlere yayılmış belgesel-severler, onları seyreden diğerleri ve bunların ne olup ne olmadığına pek de aldırmayan "öteki"leri de biz çektik!

İstanbul, hala ne güzelsin. Bütün güzel büyük şehirler gibi insana sürprizler yapıp duruyorsun. Seni kendi bildikleri gibi değiştirmek isteyenlerden korunman için ne yapılsa az...

Meraklı ziyaretçiye not: 
a) "Documentarist 2012" hakkında izlenimler Web'de Kültür Sanat'ta.
b) Akbank Sanat'taki sergiler hakkındakiler de şurada